Anat Baniel Methodu®
Anat Baniel Methodu® temellerini Moshe Feldenkrais’in geliştirdiği farkındalık temelli bedensel çalışmalardan almaktadır. Feldenkrais’in öğrencisi olan Anat Baniel 30 yılı aşkın süredir özel gereksinimli çocuklarla çalışarak edindiği deneyim ve bilgilerini güncel nöroplastisite zemininde geliştirerek kendi adını verdiği yöntemi oluşturmuştur.
Anat Baniel Methodu® tamamen öğrenmeye dayalı bir yöntemdir. Öğrenmenin kaynağı ise çoğunlukla ders sırasında uygulayıcının yöntemin prensipleri ile uyguladığı ardışık yumuşak dokunuşlardır. Bu dokunuşlar ve hareket önermeleri beyine duyusal bir girdi ve bilgi bütünü sağlar. Bu yeni bilgiyle beyin, “nöroplastisite” denen eşsiz kendini değiştirme ve geliştirme özelliği sonucu yeni nöronal bağlantılar yaratır ve yeni beceriler ortaya çıkar.
Anat Baniel Method® NeuroMovement® Yaklaşımı
Beyinde Olumlu Yönde Değişimi Sağlamak İçin,
9 TEMEL ESAS
- Dikkatle yapılan hareket (movement with attention)
- Yavaşlık (slow)
- Çeşitlilik (variation)
- Hafiflik (subtlety)
- Coşku (enthusiasm)
- Esnek hedefler (flexible goals)
- Öğrenme şalteri (learning switch)
- İmgeleme ve hayal gücü (imagination and dreams)
- Farkındalık (awareness)
1.Dikkatle yapılan hareket (Movement with attention)
Hareketin beynin gelişmesine/değişmesine olan olumlu etkisi bilimsel araştırmalar ile kanıtlanmıştır (Cassilhas RC, 2016). Bir başka deyişle beynin organize olma yolu hareket ile olur. Aynı zamanda hareketi de beyin organize eder.
Ancak otomatik olarak yapılan hareket tek başına beyni geliştirmede yetersizdir, sadece zaten mevcut olan kalıbı derinleştirir. Tekrarlayan hareket kalıplarındansa yeni öğrenilen hareketler beyin üzerine daha olumlu etkiye sahiptir (Rehveld K, 2018).
Hareket ederken neler hissettiğimize dikkatimizi verirsek beyin hızlıca yeni nöronal bağlantılar kurmaya başlayacaktır.
2.Yavaşlık (Slow)
Hızlı olarak sadece zaten bildiğimizi yapabiliriz. Bizim için yeni olan bir beceriyi yapmaya çalıştığımız sırada yavaşlamak şarttır. Yavaşlık öğrenmeyi kolaylaştıran çok güçlü bir etkendir. Yavaşlık beynin odağını o alana çevirir ve yeni bağlantılar kurmaya yardım eder. Kontrolü otomatik pilottan devralır, hissetmeye ve daha derinden deneyimlemeye olanak sağlar.
3.Çeşitlilik (Variation)
Çeşitlilik yine beyni tekdüzelikten ve otomatizmadan çıkardığı için, dikkati ve farkındalığı artırarak öğrenmeyi olumlu yönde etkileyecektir. “Farklı” olan her eylem, hareket, obje,… algıyı açar ve yönlendirir. Bu nedenle farklılıklar yaratmak ve bu farkları vurgulamak yeni bağlantılar kurulması açısından çok önemlidir. Her alana uygulanabilir, hareket, ortam, dokular, renkler, ifadeler,…
4.Hafiflik (Subtlety)
Hafifliği harekette daha az güç kullanımı olarak tanımlayabiliriz. Hafiflemek duyusal duyarlılığı artıracaktır. Bununla ilgili şöyle bir örnek verilebilir. Çok aydınlık bir ortamda arkanızdan bir fenerle ışık tutulsa aydınlanma farkını ve fenerin ışığını fark edemezsiniz. Oysaki karanlık bir ortamda çok daha az bir aydınlanma hızlıca dikkatinizi çeker. Farkı anlamak için hafiflik şarttır.
Bunu harekete uyarlayacak olursak, herhangi bir harekette ya da pozisyonda zorlanan bir çocuğun öğrenmesi için durumu onun için daha kolay hale getirmek beklentiyi hafifletecek ve yapılabilir hale getirecektir. Aynı şekilde kolaylaşan harekete eklenen yeni hareket (fark) daha kolay algılanabilir ve hissedilebilir olacaktır.
5.Coşku (Enthusiasm)
İçten gelen ve kendimizin yaratabileceği bir durumdur. Çocuğunuzdaki en ufak değişimleri bile önemli bir gelişme olarak görme becerisi ve istekliliği; bu gelişme ile birlikte içinizden duyduğunuz yoğun sevinç ve takdir hissi olarak tanımlanabilir. Bu “aferin kızım/oğlum” demekten ya da alkışlayıp aşırı tepkiler göstermekten farklıdır. Bu tip davranışlar ilgiyi çocuğun üstünden alıp sizin tepkinize çeker. İçinizdeki coşku duyma becerisini güçlendirmek ise siz hiçbir yorum yapmasanız bile çocuğunuzun bunu hissetmesine yarar. Başarma hissi beyne “bu yararlı-iyi hissettiriyor-KAYDET!” emrini verir. Bunun bilimsel -nedeni hoşa giden ve başarı hissi doğuran davranışların-hareketlerin beyinde limbik sistemde aktivasyona neden olmasıdır. Dopaminerjik nöronların yönlendirdiği bu güçlü ödüllendirme düzeneği yeni bağlantıların yerleşmesinin ve kalıcı öğrenmenin en önemli ateşleyicisidir.
6.Esnek hedefler (Flexible goals)
Bir hedefe ulaşmak için yaygın olarak benimsenen yöntem bir hedef belirlemek ve ona ulaşmak için çok çalışmaktır. Zaman zaman bu eğilim işe yarasa da söz konusu olan zaten bir takım zorlukları olan bireyler olunca stratejiyi değiştirmek daha büyük oranda olumlu sonuç verecektir. Hedefleri gevşek tutmak bizi başka türlü asla fark edemeyeceğimiz olasılıklara daha açık hale getirir. Amaca giden tek bir yol olmadığını keşfetmek doğal olarak çeşitliliği artırır. Esnek hedefler koymak her durumda başarı hissini garantileyerek öğrenmeyi kalıcı hale getirir ve süreğenliğini garantiler. Uzun yolculukta sonuca değil sürece odaklanmak, hem bizim için hem de gelişmesini beklediğimiz çocuğumuz için yolun kendisini çok daha keyifli hale getirir.
7. Öğrenme şalteri (Learning switch)
Bu terimi herhangi bir zamanda çocuğumuzun beyninin öğrenmeye hazır olup olmadığını tanımlamak için kullanıyoruz. Öğrenme modu açık olan bir çocuk, o an için kendisine verilenleri almak konusunda en başarılı ve uygun durumunda olacaktır. Hiçbirimiz zamanın tamamında öğrenmeye açık modda olamayız, bunun bilinciyle çocuğumuzun öğrenmeye hevesli/açık olduğu anları kollamalı ve çabamızı o anlara yönlendirmeliyiz. Şalteri daha fazla açık modda tutmak için çocuğun ilgisini çeken objeler, etkinliklerin yanısıra bahsettiğimiz esaslar (dikkatle yapılan hareket, yavaşlık, çeşitlendirme, daha az güç kullanımı, coşku, esnek hedefler, hayal gücü ve farkındalık) işe yarayacaktır. Tam tersi ağrı, aşırı tekrar, yorgunluk, korku, hastalık, vb. gibi tercih edilmeyen durumlar çok büyük olasılıkla şalteri kapatacaktır.
8. İmgeleme ve Hayal Gücü (Imagination and dreams)
Son yıllarda ileri beyin görüntüleme yöntemleri ile yapılan çalışmalar beynin hayal kurma/imgeleme zamanlarında da aktive olduğunu göstermiştir. Çocuklar için hayal dünyasının en gözle görülür yansıması oyun oynamaktır. Oyunun yanısıra her çocuk için kendi yaşına, durumuna uygun şekilde günlük rutinlerine soyut olan imgeleme dünyasını katmak gelişim açısından fayda sağlayacaktır.
9. Farkındalık (Awareness)
Farkındalığı zihnin “buradalığı” olarak tanımlayabiliriz. Anat Baniel yıllar içerisinde çocuklarla yaptığı çalışmaların olumlu sonuç getirebilmesini sağlayan en önemli unsurun farkındalık olduğunu belirtiyor. Çocuğun kendisiyle ilgili farkındalığı, çevresiyle ilgili farkındalığı, içinde ve etrafında olup bitenlerle ilgili farkındalığı…
Farkındalık, çocuğun beynini kendi dünyasını ve içinde bulunduğu dünyayı anlayabileceği bir düzeye taşır, değişimin ve öğrenmenin etkinliğini artırır.
Kısaca değinilen ve yöntemin temeli olan bu esaslar gerek çocuklarla yaptığımız çalışmalarda, gerekse çocukların günlük olağan etkinlikleri sırasında öğrenmenin etkinliğini artırarak sınırlarını aşmalarına katkı sağlayacak çok önemli unsurlardır.